HİPERTANSİYON HASTALIĞINA ERKENDEN YAKALANMAMAK İÇİN BU NOKTALARA DİKKAT!

0
504

”Hipertansiyon sıklığı yaş ile artış gösterir. Elli yaş üzerinde her iki kişiden birinde tansiyon yüksektir. Hipertansiyona daha erken yaşlarda yakalanmamak için aşağıda sayacağımız noktalara dikkat edilmesi önemlidir”

Hipertansiyon, gerek dünyada gerekse ülkemizde en önemli sağlık sorunlarından birini oluşturuyor. Ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alan kalp ve damar hastalıklarının en önemli tetikleyicisi konumundaki hipertansiyon felç gelişim riskini arttıran en önemli temel etkenlerden birisi. Ülkemizde hipertansiyon sıklığı % 30 ile dünya ortalamasının biraz üzerinde görülmekle birlikte, yaşa bağlı olarak sıklıkla artış gösteriyor. Ülkemizde 50 yaş üzerindeki her iki kişiden biri yüksek tansiyon hastası. 60 yaş üzerinde ise oran daha da artıyor. Sıklıkla yaşlı hastalığı olarak bilinen hipertansiyona oldukça erken yaşlarda da tanı konulmaya başlandı. Öyle ki, 20’li ve 30’lu yaşlarda olup tansiyon ilacı kullanan kişi sayısı her gün artış gösteriyor. Sağlıksız yaşam şekli, şehir yaşantısının getirdiği zorluklar hipertansiyonu erken yaşlara çeken en temel etkenler. Erken yaşlarda hipertansiyonun ortaya çıkışını kolaylaştıran etkenleri bu yazıda bulacaksınız.

Kilo almak:

Şişmanlık hipertansiyonu tetikleyen temel etkenlerin başında geliyor. Özellikle kısa sürede alınan fazla kilolar 20’li yaşlarda bile hipertansiyonu ortaya çıkarabilir. Alınan her kilo tansiyon değerlerinde 1 mmHg artışa sebep olur. İdeal kilonun korunması hipertansiyon gelişimini geciktirecek temel noktalardan biridir.

Tuzlu yemek:

Dünyada en çok tuz tüketen ülkelerden biri olduğumuz düşünülürse, hipertansiyon sıklığının yüksek olmasına şaşırmamak lazım. Günlük 5-6 gram tuz tüketmek yeterli iken ülkemizde bu ortalama 16-18 gram civarındadır. Tuz tüketiminde yapılacak her 1 gr artış ile kan basıncı değerlerimiz 1-2 mmHg artacaktır. Dünya sağlık örgütü verilerine göre günlük hedeflenen tuz tüketimine (1 çay kaşığı yada silme tatlı kaşığı) inmek yıllık 2.5 milyon ölümü engelleyecektir. Özellikle hazır gıda ve sodalarda tuz oranının yüksek olduğunu bilmek gerekir. Sofralara tuz yerine baharat koymanın vakti gelmiştir.

Hareketsizlik:

Hareketsiz yaşam ve tembellik hipertansiyonu tetikleyen ana etkenlerden biridir. Genç yaşlı herkeste hareketsizlik öncelikle egzersiz hipertansiyon dediğimiz hareketin tetiklediği tansiyon yükselmesine yol açar. Öyle ki 2 kat merdiven çıkmak bile bir anda tansiyon değerlerini yukarı fırlatabilir. Zamanla bu durum istirahat tansiyonuna da sirayet eder ve hipertansiyon gelişimi izlenir.

Stres:

Fiziksel stres, mental stres, iş stresi, yaşam stresi…her türlü stres hipertansiyon gelişimi için risk faktörüdür. İşyeri stresi yaşayan kişilerde kalıcı hipertansiyon daha erken gelişmektedir. Ani psikolojik ya da fiziksel stres kısa süre içinde tansiyon değerlerimizi 200 lere dayandırıp, hastanelik edebilir. Stresle etkin mücadele hipertansiyon gelimini engelleyecektir.

Uykusuzluk:

Vücudun temel detoks mekanizması olan uyku tansiyon düzeni için çok önemlidir. Uyku ile birlikte tansiyon değerlerinde düşüş izlenir. Uykusuzluk bu düşüşü engeller. Tansiyon değerlerinde gece düşüşü olmayan kişilerde kalp damar hastalığı riski daha belirgindir. Uykusuz bir geceyi takip eden gündüz saatlerinde tansiyon değerleri daha yüksek seyreder. 7 saatlik kaliteli ve derin uyku erken hipertansiyon gelişimini engeller.Ayrıca uyku apnesi olan kişilerde de hipertansiyon gelişimi daha sıktır.

Tütün ürünleri ve alkol kullanımı:

Sigara ve aşırı alkol içerdikleri uyarıcı maddeler ile tansiyon değerlerini yükseltir. Aynı zaman uzun vadede damar duvarlarına verilen hasar ile oluşan damar sertliği kalıcı hipertansiyon gelişimine yol açar. Tütün ürünlerinden ve aşırı alkol tüketiminden uzak kalmak hipertansiyon gelişimini geciktirecektir.

D vitamini eksikliği:

Uzun süreli D vitamini eksikliği yaşayan kişilerin daha erken dönemde hipertansiyona yakalandığı gözlenmiştir. D vitamininin böbreklerde tansiyon düzenleyici etkisi olduğu düşünülmektedir.

Sağlıksız diyet:

Aşırı tuz tüketimi dışında sağlıksız diyet de hipertansiyonunun erken ortaya çıkmasına yol açabilir. Özellikle potasyum, magnezyum ve kalsiyumdan zayıf beslenme erken hipertansiyon sebebi olabilir. Sağlıksız yüksek kalorili beslenmede uzun vadede damar sertliğini arttırarak hipertansiyon gelişimine katkı sağlar.

Genetik yatkınlık:

Hipertansiyon ailesel yatkınlığı olan bir hastalıktır. Özellikle anne babada 50 yaş altında hipertansiyon gelişimi varsa risk belirgin olarak artar. Yaşlanmayla birlikte hipertansiyon sıklığı artar. Hipertansiyon erkekleri daha sık etkilerken, kadınlarda menopoz sonrası daha sık izlenir.

Gereksiz ilaç kullanımı:

Ağrı kesici, soğuk algınlığı ilaçları ve steroid içeren ilaçların uzun süre kullanılması hipertansiyona sebep olabilir. Bu etkileri damarlar ve böbrekler üzerinden gösterirler. Gereksiz ilaç kullanımından kaçınmak tansiyon değerlerinin normal sınırlarda kalmasına yardımcı olacaktır.

Kronik hastalıklar:

Bazı hastalıklar hipertansiyon gelişimine zemin hazırlar yada hipertansiyon ile birliktelik gösterir. Böbrek hastalıkları, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, guatr gibi hastalığı olan kişilerde hipertansiyon daha sık izlenir.

Hipertansiyon tanısı konulması ancak ölüm yapmak ile olacaktır. Hipertansiyonu olanların yaklaşık üçte biri hastalıklarının farkında değildir ve hipertansiyonun zararlı etkileriyle karşı karşıyadır. Hipertansiyon tanısı ancak ölçüm yaparak konulur. Yukarıda bahsettiğimiz risklere sahipseniz mutlaka tansiyonunuzu ölçtürün.

Hipertansiyon ile ilişkili haberimizi youtube kanalımızdan izleyebilirsiniz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz