Hipertansiyon önemli bir sağlık problemi olup, tüm dünyada 1 milyarın üzerinde hipertansiyon hastası olduğu ve bu rakamın 2025 te 1,5 milayara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Ülkemizdede toplumun % 30 unda hipertansiyon mevcut olup, 50 yaş üzerindeki her iki hastadan biri hipertansiftir. Asıl önemli sorun ise kişilerin hipertansiyon hastası olduğunun farkında olmaması (%40) ve çoğunluğunun yetersiz tedavi almasıdır. (Etkin tedavi ile hipertansiyon kontrol oranı yaklaşık olarak % 30). Bu nedenle hipertansiyon için toplumda farkındalık oluşturma çalışmaları hız kazanmıştır. 17 Mayıs günü dünya hipertansiyon günü olarak kabul görmüş olup, buna yönelik farkındalık çalışmaları düzenlenmiştir. Ülkemizde 1 hafta içinde 100.000 kişinin tansiyon ölçümü planlanmış ve ”ölçmeden bilemezsiniz” sloganı ile yola çıkılmıştır. Bu yazıda tedavi edilmeyen yüksek tansiyonun vücutta ne gibi hasarlar oluşturacağından bahsedeceğiz.
Baş bölgesi: Kontrolsüz yüksek tansiyonun asıl hedef tahtalarından biridir. Gözlerde kanama, ve ödem ile birlikte görme bozukluğuna yol açabilir. Gözdibi incelemesi ile hipertansiyon ciddiyeti anlaşılabilmektedir. Kulaklarda dolgunluk, çınlama ve duyma problemlerine yol açabilmektedir. Beyin damarlarında genişleme ile birlikte beyin dokusunda hasar oluşturabilmektedir. Küçük çaplı hasarlar kümülatif birikerek hafıza bozukluğu, erken yaşta ortaya çıkan demans ve bunamaya yol açabilir. Büyük çaplı hasarlar ise ölümle sonuçlanabilen felçler ile kendini gösterir. Beyin kökü tutulumuna bağlı denge bozuklukları oluşabilir. Yüksek tansiyona bağlı başağrısı şiddetli, uzun sürelidir ve sıklıkla ağrı kesicilere az yanıt verir. Tansiyon değeri normale indikten sonra daha başağrısı devam edebilir. Başağrısı genelde belirgin bir alanı tutmaz ve bunaltıcı baskı şeklindedir.
Kalp: Kontrolsüz hipertansiyonun ana hedef noktasıdır. İlk başta kalbin gevşemesini bozarak kalbin kan doluşu ile ilgili problemler oluşturur. Zamanla kalpte büyüme, kapak hastalığı ve kalp yetersizliğine yol açar. Kalp büyümesi ve kalp yetersizliği gelişenlerde ritim bozuklukları sıktır ve hastalarda kalp krizi riski belirgin olarak artmıştır. Kontrolsüz yüksek tansiyon kalp damarlarında balonlaşma ve damar duvarında hasar oluşturabilir. Bu hastalar damar tıkanmaksızın kalp krizi geçirebilirler ve bu hastaların ilaç tedavisi dışında balon-stent gibi girişim şansı da yoktur.
Böbrek: Yüksek tansiyonun başka bir hedef tahtası böbrektir. Böbrek damarlarında ve böbreğin dokusunda hasar oluşturarak uzun vadede böbrek yetersizliğine yol açar. Böbrek yetersizliği gelişen hastalarda hipertansiyon ile mücadele daha zordur. Bu hastalar her ilacı kullanamamaktadır.
Damarlar: Yüksek tansiyon vücudun tüm damarlarında yüksek basınca bağlı hasar oluşturur ve bunun sonucunda damarlarda genişleme ve kireçlenme gelişir. Kalpten çıkan aort damarı genişlemesinin en sık sebebidir. Belli bir genişliğe ulaşan aortada ani yırtılma (aort diseksiyonu) sonucu ölümler sıktır.
Mide: Yüksek tansiyon kendini iştahsızlık, mide bulantısı ve kusma ile kendini gösterebilir. Bu hastalarda gastrit gelişimi sıktır.
Uyku: Gece saatlerinde tansiyonun düşmesi kaliteli bir uyku temininde önemlidir. Yüksek tansiyon uyku bozukluklarına, kalitesiz uykuya yol açabilir. Uyku bozuklukları yaygın vücut ağrıları ve dikkat bozukluklarının ana sebeplerinden birisidir.
Cinsellik: Kontrolsüz yüksek tansiyon cinsel isteksizlik, cinsel fonksiyon bozukluğu ve erkeklerde erektil fonksiyon bozukluğuna yol açabilir. İnanılanın aksine, tansiyon ilaçları değil, kontrolsüz yüksek tansiyonun kendisi cinsel fonksiyon bozukluğu sebebidir.
Vücutta hasar bırakmadık yer bırakmayan hipertansiyon etkin tedavi ile kontrol altına alınabilecek bir hastalıktır. İlk adım: tansiyon ölçün..ikinci adım: tuzu azaltın..üçüncü adım:spora başlayın..dördüncü adım: ideal kiloya ulaşın..beşinci adım: sigara ve alkolle vedalaşın ve son adım:doktor kontrolüne gidin.
Hipertansiyon temalı haberimizi youtube kanalımızdan izleyebilirsiniz.